Karpuz Deyip Geçmeyin, Kendisi Bir Direnişi Temsil Ediyor: Peki Nasıl Filistin’in Sembolü Hâline Geldi?
3 mins read

Karpuz Deyip Geçmeyin, Kendisi Bir Direnişi Temsil Ediyor: Peki Nasıl Filistin’in Sembolü Hâline Geldi?

Karpuz dilimi, özgürlük ve direniş sembolü olarak aslında yıllardır kullanılan bir metafor. Bir dönemler sokakta bunu taşıyanlar bile tutuklanıp cezalandırılırken karpuz, nasıl bir protesto metaforu hâline gelmiş olabilir?

Bu konunun öznesi Filistin. Karpuz dilimi, Filistin’de direnişi sembolize eden önemli bir şey. İşin ilginç yanı ise daha önce böyle bir şey düşünsek belki çoğumuzun aklına bile gelmeyecek olması. Peki bu meyve dilimi, nasıl bir direnişin sembolü olabilmiş?

Aslında bunun direniş sembolü olarak kullanılması yeni bir şey değil.

1967’deki Altı Gün Savaşı sonrasında İsrail’in Batı Şeria ve Gazze’yi kontrol altına alması, ayrıca Doğu Kudüs’ü ilhak etmesiyle Filistin bayrağına yönelik bir yasak ortaya çıktı. İsrail hükûmeti o dönemde Gazze ve Batı Şeria’da Filistin bayrağının açıkça sergilenmesini suç olarak gördü.

Ancak 1993’te gerçekleşen Oslo Anlaşmaları, İsrail ve Filistin Kurtuluş Örgütü arasındaki karşılıklı tanımayı içerdi ve bu anlaşmaların ardından İsrail, Filistin bayrağı üzerindeki yasağı kaldırdı.

Filistin bayrağı, Gazze ve Batı Şeria’yı yönetecek olan Filistin yönetiminin temsil aracı olarak kabul edildi.

Filistin direnişini simgeliyor gibi görünen karpuz dilimi, özellikle İsrail hükûmetinin Filistin bayrağına yönelik yasaklarına karşı bir tepki olarak öne çıkıyor.

İsrail yetkilileri, sadece bayrağın kullanımını değil, aynı zamanda bayrağın renklerini içeren sanat eserlerine de kısıtlamalar getirdi. Sanatçı Sliman Mansour, 1980’de Ramallah’taki bir sergisinin kapatıldığını ve resimlerine Filistin bayrağı renklerini kullanmanın yasaklandığını belirtiyor.

Mansour’a göre, bir ressamın önerisi üzerine, bir karpuz dilimi resmi bile yapmanın el konulacak bir girişim olarak görüldüğü bu dönemde, sanatçılar zorlu bir sınırlama altında çalışmak zorunda kaldılar. Karpuz, Filistin bayrağının renklerini taşıdığı için benzer bir sembolizmi taşıyordu ancak Mansour, o dönemde karpuzun politik bir motif olarak kullanıldığına dair bir anıya sahip değil.

Zamanla sanatçılar arasında karpuzun sembolik bir ifade olarak benimsenmesi devam etti.

Khaled Hourani’nin 2007’deki “Filistin’in Subjektif Atlası” projesi, karpuz dilimini tuval üzerine resmetmesiyle uluslararası alanda dikkat çekti. Oslo Anlaşması’nın hemen ardından 1993’te New York Times, Filistinliler arasında karpuzun bir sembol olarak kabul edildiğini ve bayrak yasağı devam ederken bu sembolün öne çıktığını belirtti.

Filistin’de karpuzun sembol olarak kullanılmasının ilk kökenleri tam olarak belirlenemese de sanatçılar ve aktivistler bu meyveyi Filistin mücadelesinin sembolü olarak benimsemişler. Artık karpuz, sadece bir meyve olmanın ötesine geçerek bir halkın tarihini, ortak kültürünün ve mücadelenin sembolü hâline geldi.

Günümüzde insanlar Filistin’e verdikleri desteği göstermek için karpuz dilimini günlük kıyafetlerinde, sanat eserlerinde ve emojilerde kullanmaya devam ediyor.

Karpuz sembolü, Filistin için uzun yıllardır var olan bir geleneğe dönüşmüş durumda, özellikle de İsrail sansürüne karşı bir tepki olarak ortaya çıktığını görüyoruz. Geçtiğimiz ayda Hamas’ın İsrail’e saldırmasıyla başlayan İsrail-Hamas Savaşı, karpuz simgesi yalnızca Filistinliler arasında değil; dünya genelinde Filistin’e destek vermek isteyen birçok kişi tarafından benimsenmiş durumda.

Kaynaklar: The Natioanal News, AYK

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir