CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, 9 Kasım 2023 tarihinde yayımlanan Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un iptali ve yürürlüğün durdurulması istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne başvurduklarını bildirdi.
Bu düzenleme ile rezerv alan ilan yetkisinin Cumhurbaşkanı’na tanındığını söyleyen Günaydın, düzenlemeyle konut dokunulmazlığı, mülkiyet hakkı, ölçülülük ve etkili başvuru ilkelerinin ihlal edildiğini savunarak, partisinin yasanın iptali ve yürürlüğün durdurulması için 4 Ocak günü Anayasa Mahkemesi’ne başvurduğunu bildirdi.
Günaydın şunları söyledi:
“MÜLKİYET HAKKI İHLAL EDİLİYOR”
– Kentsel dönüşüm bu memleket için son derece önemlidir. Çünkü ülkenin yerleşim yerlerinin neredeyse yüzde 80’nini deprem riski altında olduğu bir memleketten söz ediyoruz. Buraların kentsel dönüşüm adı altında hızlandırılması yapı stokunun dayanıklılığın arttırılması kentlerin dirençli hale getirilmesi hayati bir sorumluluktur ancak bunu yaparken hem hukuka bağlı kalmak hem vatandaşın mülkiyet hakkına etkili başvuru hakkına saygılı olmak gerekmektedir. 9 Kasım 2023 tarihinde 6306 sayılı Kanun’da bazı değişiklikler yaptılar.
– Bu değişikliklerle mevcut yapılaşmalarını bulunduğu alanları ‘rezerv alanı ilan etme’ yetkisi Cumhurbaşkanı’na tanındı. Sizin evinizin bulunduğu alanı Cumhurbaşkanı bir gece yarısı Resmi Gazete’de ilan edecek. Size 90 gün içerisinde konutunuzu tahliye etmenize yönelik bir yazı geliyor. Üstelik de o Tebligat Yasası’nın emredici hükümlerine uyulmadan yapılıyor. Polis zoruyla buralar tahliye edilebiliyor. Bunun plan süreleri itiraz süreleri tümü genel hukuk sürelerinden ayrıştırılan yurttaş aleyhine olan bir yapıya dönüştürülüyor. Mülkiyet hakkı, ölçülülük ilkesi, etkili başvuru ilkelerinin tamamı ihlal edilmiş oluyor.
“TÜRKİYE’Yİ BETONA GÖMEN ERDOĞAN EKONOMİSİ…”
Günaydın ayrıca Murat Kurum’un adaylığı hakkında da konuştu. AKP’nin, Kurum’u “kentsel dönüşüm ve ulaşım sorunlarına ilaç olması için seçtiğini” söyleyen Günaydın, Kurum’un, 2018-2023 arasında Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı olarak görev yaptığını anımsattı. Günaydın, şunları dile getirdi:
– Murat Kurum adı neden ilan edildi? Açıklamalardan şunu görüyoruz, diyorlar ki ‘İstanbul’un iki tane büyük sorunu var: Birisi kentsel dönüşümdür biri de ulaşımdır. O halde Murat Kurum, kentsel dönüşüm ve ulaşım sorunlarına ilaç olmak için atanıyor.’ Eğer hafızamızı bir kuş hafızasına benzetmiyorlarsa hep beraber hatırlayalım: 1994 yılında, Recep Tayyip Erdoğan İstanbul’a belediye başkanı oldu ve 4 yıl 7 ay süreyle İstanbul’u yönetti. Sonra 21 yıl süreyle de kesintisiz, başbakan ve cumhurbaşkanı sıfatıyla memleketi yönetti. Demek ki ‘Sevdam İstanbul’ dediği İstanbul’un kaderi, en az çeyrek asırdır Recep Tayyip Erdoğan’ın elinde.
– Peki bu 25 yıl boyunca, İstanbul’da daha rahat bir noktaya doğru mu evrildi ya da yapı stoku daha güvenli hale geldi ve daha kırılgan olmaktan vazgeçen, daha korunaklı bir kent şekline İstanbul dönüştü mü? Burada vereceğimiz yanıtı aslında bizim dilimizle değil, Erdoğan’ın diliyle verelim çünkü ‘İstanbul’a biz ihanet ettik, İstanbul’da o dikey yapılaşmaya biz izin verdik’ sözleri Erdoğan’ın sözleridir.
– Biliyorsunuz, Sultanahmet Camii’nin silüetini bozan 16/9 yapılarına tıraşlama talimatı veren, mülk sahibi tıraşlamayınca da ona küsen bir Erdoğan’dan bahsediyoruz. Türkiye’yi inşaat lobisinin elinde betona gömen bir Erdoğan ekonomisinden söz ediyoruz. Dolayısıyla böyle bir yapının bu kadar kötü karneden sonra İstanbul’u kentsel dönüşüm alanında iyi bir noktaya taşımaktan söz etmesi, adeta trajikomik bir durum ifade etmektedir.
“MURAT KURUM İMAR AFFIYLA TARİHE GEÇTİ”
– Murat Kurum, 2018-2023 yıllarında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yaptı. Peki, Kurum’un bu dönem boyunca İstanbul’a yaptığı tek olumlu faaliyet var mıdır? ‘100 bin konut imal edeceğiz. 1 milyon konut imal edeceğiz’ hamasetleri çerçevesinde, geride bırakılan TOKİ mağdurları vardır. 6 Şubat Depremleri’nin üzerinden bir yıl geçmesine rağmen teslim edilebilen konut sayısı oranı yüzde 4 bile değildir. Ve daha dün, konteynerlerde yanarak can veren yurttaşlarımızın varlığı, hepimizin yüreğini yakmaktadır.
– Ayrıca Murat Kurum’un 2019 yılında imar affına imza atan bir bakan olarak tarihe geçtiğini hepimiz hatırlıyoruz. Ve bu imar affı içerisinde yurttaşlarımıza tabut olan evleri de hatırlıyoruz. Böyle bir sicilden sonra, diyorlar ki ‘Biz, kentsel dönüşüm alanında İstanbul’u dirençli bir kent haline getireceğiz.’ 25 yıldır neden yapmadınız, bu saatten sonra ne yapacaksınız? Soru bu kadar açıktır. Gelelim, ulaşım meselesine. Dün Ulaştırma Bakanı ile beraber Murat Kurum fotoğraf veriyor, bir haritanın başına geçmişler, adeta İstanbul’un sorunlarını haritaya bakarak çözüyorlar.
“ERDOĞAN’IN MEMURU, KANAL İÇİN YANIP TUTUŞUYOR”
– Peki, 2017 yılında merkezi hükümet AKP’deyken İBB de AKP tarafından yönetilmekteyken finansmanını ve yönetimini halledemediğiniz için metro inşaatlarının tamamını durduran ve çürümeye terk eden Mevlüt Uysal yönetiminde sizin belediyeniz değil miydi? Ve şimdi, tüm engelleme çabalarınıza rağmen o metroların inşaatı şakır şakır devam ediyor. 4 metro hattı açıldı, seçimden evvel 2 metro hattı daha açılmaya devam edecek. Sizin bulamadığınız finansmanı biz bulduk. Getirttiğimiz finansmanı, bankada yandaş firmalarınız eliyle el koydunuz. Bütün bunlara rağmen metro inşaatları durmadı devam ediyor.
– AKP iktidarından İstanbul’un bekleyeceği olumlu bir hamle yoktur. Ama ne vardır, onu da söyleyelim: Kanal İstanbul’u Erdoğan yapmak istiyor, onun memuru da Murat Kurum. Murat Kurum, adeta Kanal İstanbul için yanıyor, tutuşuyor. Kanal İstanbul’un doğusunda ve batısında yaklaşık 2 milyon kişinin yerleşeceği yeni 2 kent kurmaktan bahsediyorlar. Aklı başında herkes, İstanbul’un sorunlarını çözmenin oraya yeni nüfus taşımamakla başlayacağını bilir. Eğer 10 değil, 50 tane metro hattı da yapsanız; İstanbul’a yeni nüfus çekmeye yönelik saçma projelerinize devam ettiğiniz sürece İstanbul’un kaotik yapısının çözüme kavuşturulabilmesi mümkün değildir.